Kahve falı, bilinen en eski ve klasik kehanet yöntemidir.
Başta Türkiye olmakla beraber, çoğu ülkede sıklıkla başvurulan bir fal şeklidir.
“Türk kahvesi “nin piştiği her ülkede, falına da bakılır olmuştur.
Kahve, Cezvve’ya girip, pişmeye başladığı anda, telvesi şekil almaya
başlar, ardından fincana aktarılan kahve, kişi tarafından içilip
bittiğinde, bir kısmı fincanda kalır. Bu da falın şekillenmesindeki en
önemli etmendir. Bunula birlikte, fala bakan kişinin hisleriyle birleşen
telve şekilleri, tam olarak anlamını bulmuş olur.. Fal bakımı için konsantrasyon en birinci kuraldır, zira şekiller irili
ufaklı olur ve en ufak ayrıntı bile gözden kaçırılmamalıdır. Eğlence
için yapılan fal yorumlarında temel bir kaç kural vardır. Kahve fincanı,
saat yönünün tersine doğru baş üzerinde üç defa çevirilir ve çevirme
işlemi yapılırken dilek tutulur. Fincanın açılması için takribi 5-6
dakika yeterlidir, aksi takdirde, telve kurursa faldan sonuç
alınamayabilir. Işık her daim tepede olmalıdır. Önünüze veya arkanıza
denk gelirse, falın başarı oranı yarı yarıya düşer. İlk önce kahvenin
dış kenarlarına, dudağın değdiği yerlere bakılır sonra dibine bakılır.
Kabartılar; talihsiz sıkıntılar, geçmiş ve gelecek olarak ana temayı
oluşturur. Sonra iç kenarlara bakılmaya başlanır hatların yani
telvelerin bol olması kişinin hayatına hakimiyeti ve yaşanacakların
netliği olarak yorumlanır. Hatların silik olması,kafa
dağınıklığı,düşünce değişkenlikleri veya olmasındaki zorlukları
simgelemektedir. Tabağa geçildiğinde çok zorlamadan fincanın içine
dökülecek şekilde tutulur, ve 10-15 saniye dökülmesi bittikten sonra
yorumlanmaya devam edilir.